boyabat
  Çocuk Oyunları
 

Unutulmaya Yüz Tutmuş Çocuk Oyunları (Sinop - Boyabat Yöresi)

Ingiltere'de yayin yapan ünlü televizyon kanali BBC'nin egitim uzmanlari,“ Televizyonda Yayinlanan Çocuk Programlarinin Nitelikleri ” konusunda hazirlamis olduklari raporu su çarpici ifade ile noktaliyorlar:“ En iyi çocuk programi çocugu televizyon erkanlarindan uzak tutan programdir.

Televizyon, henüz, ailemizin vazgeçilmez bireyi olmadan; He-Man ler, Pokemon lar, Dijimon lar, Ninja Kaplumbaga lar çocuklarimizin erisilmez güzellikteki düslerini kirletmeden önce onlarin masumâne dünyasinin disa yansimasi olan bize has çocuk oyunlarimiz mevcuttu.

Sehirlerimizin, kasabalarimizin ve köylerimizin sokak aralarinda veya bos arsalarinda oyun oynayan çocuklarin bülbülvâri sakimalari yankilanir; oyunun doyumsuz tadiyla büyülenen afacanlara seslerini duyurmakta zorlanan dünyalar güzeli annelerin tatli azarlari isitilirdi.

Karadeniz'in sirin illerinden biri olan Sinop ilimizin Boyabat ilçesinde ve köylerinde de çocuklar kendi oyuncaklarini kendileri yaparak tadina doyum olmayan çocuk oyunlari oynamaktaydilar.“ Oynamaktaydilar ” ifadesini kullaniyorum zira yasanan göçler ve televizyonun çocuklari esir alan programlari bu oyunlarin büyük ölçüde unutulmasi tehlikesini gündeme getirmistir.Çocuklarin artik nadiren oynadiklari bu oyunlarin bazilarindan bahsederek hafiza tazelemek istiyorum:

EDE EDE GÖNDÜRE

Yaz mevsiminin sicak ve kurak geçtigi günlerde oynanan bir oyundur. Bugdaylarin sararmaya, fasulye siriklarinin ve misirlarin günese boyun egmeye basladiklari günlerde, çocuklar düz, genisçe ve iki metre civarinda bir tahta temin ederek; üzerine daire seklinde çamurdan bir yuva yaparlar.Içi su ile doldurulduktan sonra dereden bir kurbaga yakalanarak bu yuvanin içine yerlestirilir ve agzi tas bir kapakla kapatilir. Sonra çocuklar tahtayi omuzlarina alarak ev ev dolasmaya baslarlar.Bir yandan da asagidaki tekerlemeyi hep bir agizdan avaz avaz bagirarak söylerler:

“Ede ede göndüre,

Dam üstünde boyunduruk,

Susuzluktan bayildik.

Teknede hamur,

Tarlada çamur,

Ver Allah'im ver!

Sicim gibi yagmur”

Her evin önünden geçerkençikartma (balkon)danüzerlerine su dökülür. Çocuklar islanmamak için tahtanin altina siginmaya çalisirlar.Ugranilan her evden yumurta ve yag alinir.

Köydeki veya mahalledeki her ev ziyaret edildikten sonra istikamet dere kenaridir. Kurbagayi özgürlügüne kavusturan çocuklar deredeki gölcüklerde doyasiya “suya yunduktan” sonra topladiklari yumurtalari pisirerek afiyetle yerler.

YEDI KAYA OYUNU

Oyunun malzemesi yumruk büyüklügünde bir top ve etrafi kirilarak daire sekline getirilmis yedi adet küçük kayadir. Bu oyunda kullanilan top, eski bir çorap içine kumas parçalari doldurularak yapilir.

Oyuna katilacak çocuklar esit sekilde iki gruba ayrildiktan sonra oyuna önce hangi tarafin baslayacagini belirlemek için sayisma yapilir.Bu yörede en yaygin olarak söylenen sayisma tekerlemesi söyledir:

“Birem birem

Ikem ikem

Demir diken

Ayna kuran

Zurna çalan

Halp hulp

Altin top

Bundan baska

Oyun yok

Çit mit

Nerden geldin

Ordan çik.”

Sayismayi kazanan taraf oyuna baslar. Yedi adet kaya parçasi yüksekçe bir yere üst üste dizilir. Bes adim sayilarak uzaklasilan mesafeye bir çizgi çizilir.Sayismayi kazanan taraf bu çizginin ardindan topla atis yaparak kayalari devirmeye çalisir.Gruptaki çocuklardan hiç kimse bunu basaramazsa atis sirasi diger gruba geçer.Taslari devirmeyi basardiklarinda ise oradan hizla uzaklasirlar.Diger grubun lideri taslarin dagildigi yerden topu firlatarak rakip oyunculari vurmaya (yakmaya) çalisirken oyun arkadaslari da en kisa süre içinde topu tekrar ona ulastirmanin mücadelesini verirler.Vurulan (yanan) oyuncu oyun disinda kalir.Yanmayanlarsa top geri dönene kadar hizla gelip devirdikleri kayalari yeniden dizmeye çalisirlar.

Ekibin tamami yanmadan dizme islemini tamamlayabilirlerse bir oyun kazanmis olurlar. Taslari hiç kimse deviremezse veya devirdikten sonra tekrar dizmeyi basaramadan ekibin tamami yanarsa oyun hakki diger gruba geçer ve oyun böylece devam edip gider.

ÇELIK ÇOMAK OYUNU

Iki kisi ile veya iki grup olusturularak oynanan bir oyundur. Engül denilen bir metre uzunlugunda bir sopa ile bilik   denilen yirmi cm. uzunlugundaki bir çubuk bu oyunun araçlaridir.

Önce yere büyükçe bir daire çizilir, sonra oyuna önce kimin baslayacagini belirlemek için sayisma yapilir.Oyuna önce baslama hakkini kazanan oyuncu biligi havaya atip yere düsmeden engülle vurarak uzaklara firlatir.Diger oyuncu biligi düstügü yerden alip eliyle firlatarak dairenin içine sokmaya çalisir.Dairenin yanindaki oyuncu ise engülle vurarak biligi daireye sokmamaya, uzaklastirmaya çabalar. Uzaklastirdiginda ise daire ile bilik arasini engülle ölçer.

Oyun önçesinde kararlastirilan sayi hedefine önce ulasan oyuncu oyunu kazanir.Oyuncu engülle bilige vurup firlatamazsa (iskalarsa) ve diger oyuncu geri firlattigi zaman bilik dairenin içine düsürse oyun el degistirir.

KIBRIT (HIRSIZ-JANDARMA) OYUNU

Her ne kadar uzun kis gecelerinde oynanan bir çocuk oyunu olsa da çogu zaman büyükler de bu oyuna katilmadan duramazlar.

Oyun için bir masa (bu çogunlukla yufka açmakta kullanilan sofradir), bir kutu kibrit ve en az dört oyuncu gereklidir.Masanin etrafina oturan oyuncular, kenari bosa çikacak sekilde masaya konulan kibrit kutusuna alttan vurarak havaya firlatirlar.

Kutu masaya düstügünde dik tarafi üzerine durursa atan kisi hâkim ünvanini alir. Yan tarafi üzerine dik durursa o kisi jandarma görevini üstlenir. Düz kisminin bir tarafi davaci , diger tarafi suçlu olarak belirlenir.Oyunculardan biri suçlu tarafi attiginda jandarma onu hemen elinden yakalar ve hâkim e“ suçüstü yakaladim ” der.Davaci da sikâyetini dile getirir.

Suçun ehemmiyetine göre hâkim bir cezaya hükmeder.Bu ceza genellikle, ceviz kirarak oyunculara ikram etmek ve patates haslayip sofra kurmak seklindedir.

TOT OYUNU

Genellikle erkek çocuklari arasinda oynanan, biraz sertlik ve güç gerektiren bir oyundur.

Her oyuncu kendine yemek tabagi büyüklügünde bir tas bulur. Sonra, irice bir muma benzeyen ve adina “ tot ” denilen bir tas, düz bir kaya üzerine dikilir.Buradan bes adim uzakliktaki bir noktaya çizgi çekilir. Bütün oyuncular çizginin arkasindan ellerindeki kaya parçasi ile atis yaparak tot u yikmaya çalisirlar. Tot u yikmayi basaran oyuncu devrilme mesafesi ile dikilme mesafesi arasindaki uzakligi ayagi ile ölçer.Bu ölçme islemi esnasinda -her ayaga bir kelime denk gelecek sekilde- su sayma tekerlemesi söylenir:

Nal mih

Kaysi saysi

40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49

Ne topuz?

Yaman topuz.

Yarim elma, bütün elma

Harul hurul

Çik da gel kurtul.

Bu saymayi önce tamamlayan oyuncu oyunu kazanir.Bu oyunu oynarken dikkatli olmak gerektigini hatirlatmakta fayda var. Oyuncular ellerindeki taslarla dikkatsiz atis yaptiklarinda birbirlerini incitebilirler.

***

Bu oyunlarin disinda Bestas, Yakartop, Esir,Seksek,Çivi Oyunu,Kuyu Oyunu gibi bir çok oyunun oynandigi bu yörelerimiz gün geçtikçe çocuk civiltilarina hasret kalmakta ve ülkemizin her kösesinde oldugu gibi buralarda da sokaklar çocuklar tarafindan terk edilmenin yalnizligini yasamaktadir.Bu sokaklar sanki kucaklarini çocuklara açmis haykirip durmaktadir: Haydi Çocuklar Oyuna!

 
  şimdiye kadar 12842 ziyaretçi (20530 klik) kişi burdaydı!  
 

 
 
 bugünkü kullanıcılar 4 bugünkü klikler 9

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol