boyabat
  manilerimiz
 

Akpınar’ın yapısına
Gündoğmuş kapısına
Yarim çiçek yollamış
Uyandım kokusuna
 
Armudun irisine
Ben yandım birisine
Beni çoban tutsalar
Kızların sürüsüne
 
Aşağıdan ay doğar
Tepeden kavuşacak
Hayırsızın yoluna
Gençliğim savuşacak
 
Atımın attığına
Babamın sattığına
Babam beni verecek
Gözünün tuttuğuna
 
Ayşeler aşa gelsin
Çığırın kaşa gelsin
Ben Ayşe’yi alırım
İsterse paşa gelsin
 
Boyabat’a üç çeşme
Yarim çeşmeden içme
Eller sözüne uyup
Yarim benden vazgeçme
 
Caminin ezanı yok
İçinin düzeni yok
Şu viranenin içinde
Salınıp gezeni yok
 
Çekmecenin kilidi
Üstünü gül bürüdü
Sen orada ben burda
Olan ömrüm çürüdü
 
Dereler düze kadar
Gel yarim bize kadar
Bir giyim çorap ördüm
Topuktan dize kadar
 
Elifin hecesi var
Gündüzün gecesi var
Seversen kızları sev
Gelinin kocası var
 
Enterisi gök imiş
Yardan fayda yok imiş
Yari benim diyordum
Müşterisi çok imiş
 
Evin önünde yaldız
Nerden geliyo(ng) baldız
Sen git de bacın gelsin
Yatamıyon yalınız
 
Giden dayı beri bak
Kulağına deri dak
Eğer beri bakmazsan
Kafanı köprüye kak
 
Gider gider gelirsin
Aklın yok ki delisin
Yakma beni kendine
Bekar değil evlisin
 
Gitme olusun pişman
Vallah ardına düşmen
Yar diye güvendiğim
Oldu mu bana düşman
 
Gök gürlüyor gürlüyor
Derindendir derinden
Bana bir yudum su ver
Suyun serin yerinden
 
Gülüm kurutmam seni
Suda çürütmem seni
Yıllar geçse aradan
Yarim unutmam seni
 
Hollanda’nın düzüne
Duman çökmüş yüzüne
Hasret kaldım
Yavrumun gül yüzüne
 
İp attım ucum kaldı
Toprakta kuçum kaldı
Yarim gitti gelmedi
Yürekte acım kaldı
 
Kamyon geldi “düt” dedi
Annem “çabuk gir” dedi
Akşam dünürlük geldi
Bey babam “küçük” dedi
 
Kar yağar testimize
Tozuyor üstümüze
Düşman azgunun dese
Gelemez üstümüze
 
Karpuz kestim suyumuş
Yar dizimde uyumuş
Napalım yarim işte
Kaderimiz buyumuş
 
Kara tavuk kaçıyor
Kanadını açıyor
Bıldır ki sevdiklerim
Şimdi benden kaçıyor          
 
Karga öter kavaktan
Bir yar sevdim konaktan
Bırakta gel ah yarim
Öleceğim meraktan
 
Kayada kayacılar
İp boyar boyacılar
Ağlasana kız gelir
Geliyor kınacılar
 
Kayaların armudu
Annem babam var mudu?
Annem babam olsaydı
Beni burda kor muydu?
 
Kiremitten su akar
İçsem ağzımı yakar
Ben senden korkuyom
Yumurtaya kurt bakar.
 
Köpekleri toraman
Evlerine varamam
Yarim hasta diyorlar
Hiç kimseye soramam
 
Kunduram telli idi
Sevdiğim belli idi
Benim gülmedik başım
Önceden belli idi
 
Mani dedim de şaştım
Mani defteri açtım
El işinde gücünde
Ben yar derdine düştüm
 
Mani maniye hindir
Mani söyleyen kimdir
Hele açın bakalım
Hangi dertlininkidir
 
Maniye baş olayım
Yanına eş olayım
Tırpanını sapına
Şıngırlı kuş olayım
 
Mektup attım karadan
Dağlar kalksın aradan
Mektubunu almaya
Kavuştursun yaradan
 
Muallimin mendili
Cebinde mi kirlendi?
Elekçi kızı almış
Memlekete dillendi
 
Parmağım dolu yüzük
Parmaklarım oynamaz
Yarim senden başkasına
Benim canım kaynamaz
 
Söğüdün yaprakları
Kuyunun kapakları
Yollan beni köyüme
Mis oldu toprakları
 
Şeftali morum diye
Güvenme oğlum diye
Yarin il kızı gelir
Sarılır yarim diye
 
Taş üstüne taş koydum
Bir yastığa baş koydum
Yarin gelecek diye
Sağ yanımı boş koydum
 
Testi testi su gelir
Yarimden mektup gelir
Mektubu gele gele
İnşallah kendi gelir
 
 
 
 
Al eline kalemi
Yaz başına geleni
Madem doktor değilsin
Niçin açtın yaremi
 
Arabaya çul taktım
Bu türküyü ben yaktım
Ala gözlü meleği
Bu gece gelin yaptım
 
Aşağıdan kar gelir
Uzun boylu yar gelir
Uzun boylu yarime
Çuha yelek dar gelir
 
Atladım girdim bağa
Başım deydi yaprağa
Nazlı yar gelmeyince
Koymayın beni toprağa
 
Bağa girdim budanmış
Bağa tilki dadanmış
Yari benim sanıyordum
Yar ellere dadanmış
 
Bakkaldan kibrit aldım
Yare verecem diye
Köy içinde yar sevdim
Her gün görecem diye
 
Ceviz içi dört kıynak
Zordur yardan ayrılmak
Ayrılmak bir şey değil
İlle sabredip de durmak
 
Deredeki değirmen
Delikli taştan mısın?
Dayan yüreğim dayan
Kızıl ağaçtan mısın?
 
Derelerin inciri
Sahatımın Zenciri
Dün gece neredeydin?
Göğnümün güvercini
 
Ekmek ettim yağladım
Varman diye ağladım
Vallahi vamıyodum
Anama kıyamadım
 
Elma attım denize
Geliyor yüze yüze
Selam söyle reise
Kızını versin bize
 
Enterisi sıklu yar
Hakikat bu tatlı yar
Bir selamın geliyor
Selamı kıymetli yar
 
Evimin önü pazak
Varamıyom yolun uzak
Önüme kurdular
Demirden tuzak
 
Gider gider gelüsün
Aklın yoktur dölüsün
Varma ilin kötüsüne
Sonra pişman olursun
 
Gitme olusun pişman
Vallah ardına düşmen
Görmedim senin gibi
Yüzü dost kalbi düşman
 
Gök fasulye pişirdim
Toprak tenceresinde
Gel yarim oturalım
Mutvak penceresinde
 
Hay hoyuklar hoyuklar
Yük dibinde sayıklar
Davulun sesini duyunca
Pirincin taşını ayıklar
 
Hay urumlu urumlu
Bacaları kurumlu
Bizim köyde oğlan çok
Hepde koca burunlu
 
Kaleden top atarlar
Güzele çok bakarlar
Güzellerin yoluna
Malı mülkü satarlar
 
Kadifesi kırmızı
Yüreğimde bir sızı
Sevda nedir bilmezdim
Yeni sevdim bu kızı
 
Kaleden indim iniş
Mendilim dolu yemiş
Yare verdim yememiş
Yar kendi yesin demiş
 
Kamyon geliyor kamyon
Kumunu elemeli
Gelin diye almıştım
Beşiğe belemeli
 
Kar yağar ipek gibi
Dökülür kepek gibi
Ne peşimde dolaşıyorsun
Yal yemez köpek gibi
 
Karpuz kestim kan gibi
Kızın göğnü var gibi
Kızın göğnü var ise
Bende para kum gibi
 
Karaağacın kabuğundan
Ellerim kara oldu
Kardeşe yana yana
Dillerim yara oldu
 
Kayadan atlatırım
Mendili katlatırım
İş nispete binerse
Ben seni çatlatırım
 
Keten gömlek dört enden
Yar usandın mı benden
Sen usandınsa benden
Ben usanmadım senden
 
Köprü olsam yoluna
Gelip geçer misin?
Pınar olsam yoluna
Eğilip su içer misin?
 
Kuzular oldu ikiz
Seviştik bağlıyız biz
Tanrıya yalvaralım
Çürümesi sevgimiz
 
Mani mani maniciyim
Dertlerin ilacıyım
Daşköprü’yü sel almış
Ben orda gemiciyim
 
Mani maniyi söyler
Maniyi bilen söyler
Mani de bir şey yoktur
Kişi gönlünü eyler
 
Maniye başlayalım
Şeftali Taşlayalım
Şeftali çiçek açmış
Dibinde kışlayalım
 
Mendilim benek benek
Ortası çarkı felek
Yazın beraberidik
Kışın ayırdı felek
 
Muallim hastaymış
Çorbası tastaymış
Muallimin yoluna
Kızlar hep hastaymış
 
Sade kahve acıdır
Hacca giden hacıdır
Herkes kimi severse
O başının tacıdır
 
Sıçan gelir takla tukla
Ne nohut kor ne pakla
İki gözüm beyefendi
Kendini kel körden sakla
 
Şu derenin uzunu
Kıramadım buzunu
Aldım çerkez kızını
Çekemedim nazını
 
Üzüm koydum sepete
Yar oturur tepede
Öyle bir yar sevmişim
Şan olsun memlekete
 
Yarim tırpan biçiyor
Suyu nerden içiyor
İkindinin güneşi
Dal fesinden geçiyor
 
Yüzükler parmak için
Sinemle kaymak için
Analarda doğurur mu
Yiğide sarmak için
Altını sarraf bilir
Dertliyi cerrah bilir
Benim seni sevdiğimi
Yalnız bir Allah bilir
 
Arpalar oraklandı
Havalar kuraklandı
Gitti yarim gelmiyor
Nerede duraklandı
 
Aşma kırağıdan aşma
Sen beni tanıyorsun
Her kırağıdan aşanı
Yarin mi sanıyorsun
 
Atım ula, ben ula
Beni verdiler dula
Dulluğuma yanmıyon
Evde kayınnam bela
 
Bahçelerde pırasa
Yaprağına kar yağsa
Oğlanlar bekar kalsa
Şu kızlara yalvarsa
 
Bu dağı aşam dedim
Aşam dolaşam dedim
Bir hayırsız yar için
Herkese paşam dedim
 
Çaya çamaşır kurdum
Altına çalı vurdum
Yari gelecek diye
Çifte masalar kurdum
 
Derede vurdum kuşu
Çıkamadım yokuşu
Bu mektubu kabul et
Olursun cennet kuşu
 
Dut ağacı boyumca
Dut yemedim doyumca
Allah canımı almasın
Boy boya durmayınca
 
Elma attım denize
Geliyor yüze yüze
Bizim köyden kız almayın
Seksen bin sekiz yüze
 
Elmayı dörde böldüm
Düştü çamura silemedim
Küçüğüdüm büyüdüm
Ben sevgiyi bilemedim
 
Evinin önü yama
Yarim mendil sallama
Güzelliğin yetiyor
Kahkülünü tarama
 
Gazdere’nin ardından
Kayaya bak kayaya
Vermem diyordun baba
Niye verdin ovaya
 
Gidiyorum gidemiyorum
Al yeşil giyemiyorum
Baykuş kalsın köyünüz
Yar benim diyemiyorum
 
Göğer bostanım göğer
Öksüzlük boynumu eğer
Öksüzlüğüm yeterken
Her gelen beni döver
 
Gök kamyon geliyor
Dağı taşı deliyor
Ablam gelin oluyor
Sıra bana geliyor
 
Hay karaağaç karaağaç
Sen de yaprağını aç
Şeytan diyor ki bana
Nişanlını al da kaç
 
İstanbul evrülesi
Evrülüp çevrülesi
Yolla benim yarimi
Kökünden devrülesi
 
Kale kaleye karşı
Kalenin ardı çarşı
Ben seni alacağım
Dosta düşmana karşı
 
Kar yağar testimize
Dökülür üstümüze
Uzaktan çokan köpek
Gelemez üstümüze
 
Karga geçti tepemden
Ben ölüyon öfkemden
Duramasan gel yarim
Ellerin memleketinden
 
Kar yağar ince ince
Septiriyor pirince
İnsan bir hoş oluyor
Sevdiğini görünce
 
Karganın kanatları
Yar bana dokunuyor
Yârimden mektup geldi
Ne türlü okunuyor
 
Kara kara kazanlar
Kara yazı yazanlar
Cennet yüzü görmesin
Aramızı bozanlar
 
Karşı karşı duralım
Telefona vuralım
Aramızda dağlar var
Mektupla konuşalım
 
Kestane kurutmadım
Yar seni unutmadım
Yar beni unutalı
Gözyaşı kurutmadım
 
Koyuna bak koyuna
Canlı tokalı gine
Açmış yarim geliyor
Beyaz yakalı gine
 
Mani benim ezberim
Kan ağlıyor gözlerim
Ben yarimin yolunu
Ölene dek gözlerim
 
Mani mani dert mani
Üşümüşüm ört beni
Göğsünde terlemişim
Bağrında soğut beni
 
Maniciyim manici
Gerdan altında inci
Anan baban verirse
Alıcıyım alıcı
 
 
Manici başımısın
Cevahir taşı mısın?
Cevahir taşı olsam
Cebinde taşır mısın?
 
Maniyi baştan söyle
Kalemi kaştan söyle
Karnının açlığını
Ekmekten aştan söyle
 
Mendilimin ucuna
Sakız bağlarım sakız
Doğru söyle sevdiğim
Seviyon mu başka kız
 
Öte geçenin yolu
Mendilim tütün dolu
Veriversene babam
Oda bir evin oğlu
 
Samanlık dolu saman
Aman efendim aman
İlle düğün yapıyor
Bizim düğün ne zaman
 
Şangır şungur makası
Açtım gömlek yakası
Bizim evden görülür
Yarimin yatak odası
 
Şu derenin uzunu
Kıramadım buzunu
Aldım çerkez kızını
Çekemedim nazını
 
Yağmur geldi çiseler
Yari gelmiş diseler
Yari gelmiş diyene
Müjdesini viseler
 
Yeşil ipek yüz dirhem
Gözlerini süzdüren
Senin sevdan değil mi?
Beni burda gezdiren
 
ramazan manileri
Mani söylerim baştan
Ala gözlüm kara kaştan
Eşittim terziymişsin
Bir de don biç ağaçtan
 
 
Manici başı mısın?
Cevahir taşı mısın?
Sana bir mektup yazsam
Cebinde taşır mısın?
 
 
Depeden attım fişek
İndi dereye şişek
Ben sana ne yaptım
A dayımın koca eşek
 
 
Kahve Yemen’den gelir 
Yolları ırak
Beş para yetmez
On para bırak
 
Kayalar bitişiyor
Keklikler ötüşüyor
Eller yarim dedikçe
Yüreğim tutuşuyor
  
Hay uluma uluma
Peynir koydum tuluma
Söylersen mani söyle
Köpek gibi uluma
 
 
Gökte yıldız bir sıra
Hani benim Ayşem
Yarim gider Mısır’a
Heyyy...
 
Mektup yazdım acele
Hani benim Ayşem
Bilemezsen hecele
Heyy...
 
İlahi kadir mevlam
Hani benim Ayşem
Bir güzelde bana yaz
Heyy...
 
Hediyeni istemem
Hani benim Ayşem
Mektubunu sıkça yaz
Heyy...
Eğil kayalar eğil
Su değil bekmez değil
Ben ağaçtan don biçtim
Sen ağaçtan ip getir
 
 
Mektup yazdım yazıdı
Kalemim kirazıdı
Daha yazacaktım ama
Mürekkebim azıdı
 
 
Urba astım merteğe
Ayran koydum helkeğe
Ben sana ne dedim
A dayımın belteğe
 
 
Kahve Yemen'den gelir
Yolları sapa
Beş para yetmezse
Kahveyi kapa
 
Çorabı çitiledim
Ceketi ütüledim
Eller yarim dedikçe
Yürekten titiredim
 
 
Hey aparım aparım
Gökten yıldız kaparım
Senin gibi maniciyi
Eski pabuç yaparım
 
 
Bir dalda iki kiraz
Hani benim Ayşem
Biri al biri beyaz
Heyy...
 
Kavaklar dizi dizi
Hani benim Ayşem
Sarsınlar ikimizi
Heyy...
 
Unuttun mu a yarim
Hani benim Ayşem
Muhabbetli geceler
Heyy...
 
Allahım ayırmasın          
Hani benim Ayşem 
Dünya durdukça bizi        
Heyy...
 
 
 
 
 
 
Mektup yazdım kışıdı
Kalemim gümüşüdü
Daha yazacaktım ama
Ellerim üşüdü
 
 
Derelerin kaynağı
Kocakarının değneği
Ne karşımda duruyorsun
A dayımın çoylağı
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Güvercinin bembeyaz
Hani Benim Anşam
Ayrı düştük biz bu yaz
Heyy...
 
Dağnamayın komşular
Hani benim Ayşem
Giderim ardısıra
Heyy....
 
 
 
Hay ne ola neler ola
Kalbinize nurlar dola
İki gözüm beyefendi
Bayramın mübarek ola
 
Öteden beriye geldim
Vurdum davulumu deldim
İki gözüm beyefendi
Ziyaretinize geldim
 
Hey çarşılar şu çarşılar
Turfanda çıktı turşular
Beyefendi bahşiş verdi
Eşitmiş olun komşular
 
Geldi Ramazan-ı Şerif
Ahu diller gayet zarif
İftarı size söyleyemem
Kayısı reçeli çok latif
 
Ye kebabı biberlice
İç şerbeti amberlice
Sevenlere safa olsun
Tel kadayıf şekerleme
 
Hem yumurta nazik olur
Sucuk ile pişse ne olur
Köfteli ekşili çorba
Cümlesinden önce gelir
 
Pişer köpüklü kahveler
Ehl-i keyfin yüzü güler
Nargile çubuktan sonra
Terafi kasveti siler
İşte geldim ekim büküm
Davulum sırtımda yüküm
İki gözüm beyefendi
Hele Selamün aleyküm
 
Davulumun ipi kaytan
Sırtımda kalmadı mintan
Beyefendi kahve içer
Elinde sırmalı fincan
 
Aldım bahşişi giderim
Her yerde methin ederim
İki gözüm beyefendi
Çok çok teşekkür ederim
 
Tatlılar toplansın ola
İftarda çıksalar yola
Hepsinden çok severiz
Tatlılar şahı baklava
 
Yapıyor herkes ekseri
Nazik olur dut reçeli
Hep reçellerden latiftir
Bazen bunu da yemeli
 
Gündüz vakti alın çörek
Lazımdır baklavaya börek
Ramazan’ın gülü güllaç
İftarda bulunmak gerek
 
Lazımdır bunlar iftara
Maksadım bütün efkara
Davul çalar bahşiş ister
Benciliz garip ve avare
İşte geldim dura dura
Davuluma vura vura
İki gözüm beyefendi
Murat’ın hanesi bura
 
Şekerim var ezilecek
Dülbentlerden süzülecek
Çok bekletme beyefendi
Çok yer var gezilecek
 
Aşağı cami direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur amma
Arkadaşım börek ister
 
Siniye kaşık dökerler
Akşam besmele çekerler
Bir tabak kaymak üstüne
Bir tutam şeker dökerler
 
Balla yenir beyaz kaymak
İftar ile olur doymak
Kimin aklına gelir ki
Lokma tatlısını saymak
 
Yahni taamların başı
Dolma onun karındaşı
Ortalıktan kaldırmayın
Muhallebi ile sütlacı

 
  şimdiye kadar 12797 ziyaretçi (20428 klik) kişi burdaydı!  
 

 
 
 bugünkü kullanıcılar 8 bugünkü klikler 11

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol